| aan iets | bir şeyin kötü yanlarini düzeltmek, 3 (afschuren) siyirmak |
| açik bir | hava, van iets krijgen bir şeyin kokusunu almak, bir şeyi sezmek, |
| ağzına almamak | (bir şeyin adını) / n/ het ergens niet graag over willen |
| alaşaği etmek, | korte met iets maken bir şeyin çabucak icabina bakmak |
| BEZETEN | düşkün, deli, van iets zijn bir şeyin delisi olmak, |
| BEZUREN | g, (bezuurde, h, bezuurd) iets bir şeyin acisini |
| bir şeyin | doğruluğunu kabul etmek, 2 tanimak, de onafhankelijkheid |
| bir şeyin | kabahatini birine yüklemek, 3 (zonde) günah, * belofte maakt söz |
| bir şeyin | sözünü etmek |
| bir şeyin | tadinda olmak, dat smaakt lezzetli, tatli, smaakt het u? |
| bir şeyle | ciddi ilgilenmek, bir şeyin içine dalmak |
| BLAUWBLAUW | iets maar laten bir şeyi geçiştirmek, bir şeyin |
| çekinmek, yapmaktan | korkmak, zijn dat iets gebeurt bir şeyin |
| dağitmak, suiker | over iets bir şeyin üzerine şeker serpmek |
| davranmak, iets | bir şeyin yapilmasina diretmek, |
| DEALEN | gs, (dealde, h gedeald) 1 in iets bir şeyin ticaretini |
| devam et! | ergens achterheen bir şeyin peşine düşmek, bir şeyi araştirmak, |
| doldurtmak, yerini | değiştirmek, iets door iets anders bir şeyin yerine |
| düşüncesine dalmak, | bir şeyin planini kurmak, op wraak öç almayi düşünmek, |
| etmek, | op iets ingaan bir şeyin detaylarina girmek, het huilen staat hem |
| etmemiş gibi | davranmak, iemand iets door de boren birinin bir şeyini |
| fig/mec het | van iets dragen bir şeyin damgasini taşimak, van de oude |
| fig/mec iemand | iets laten birini bir şeyin dişinda birakmak, iets |
| gayri iradi | yapmak, 3 zich niet zijn van iets bir şeyin farkinda olmamak |
| GEBUKT | gaan onder iets bir şeyin altinda ezilmek, beli bükülmek |
| geçirmek, iets | zijn bir şeyin ustasi olmak |
| GEDENKDAG | ( en) (bir şeyin) yildönümü |
| GEMIS | darlik, eksiklik, yetersizlik, een van iets vergoeden bir şeyin |
| geven birine | bir şeyi) layik görmek, (birinin bir şeyini) kiskanmamak, |
| gitmek, de | groene futbol sahasi, op het je worden geroepen a) bir şeyin |
| haberler, iets | maken bir şeyin yalan olduğunu göstermek |
| hebben birini | göz önünde bulundurmak, iets in de en krijgen bir şeyin |
| over iets | bir şeyin altindan kalkamamak, uit zijn nek kletsen/praten |