Turks > Nederlands <> Nederlands > Turks Woordenboek |


Turks > Nederlands <> Nederlands > Turks Woordenboek.
Türkçe > Felemenkçe <> Felemenkçe > Türkçe Sözlük.
Türkçe > Hollandaca <> Hollandaca > Türkçe Sözlük.
77238 Kelime - Woord.


'birini' Kelimesinin Anlamları:

aan de stellen bir şeyi teşhir etmek, birinin kirli çamaşirlarini ortaya
aan de voelen birinin yeteneğini denemek birini sorgudan geçirmek, met
aan iemands woorden birinin sözlerine inanmamak
aan zijn birini sesinden tanimak, zijn kwijt zijn sesini kaybetmek, sesi
AANDIENEN g, (diende aan, h, aangediend) iemand birinin
AANHANG taraftarlar, tarafolan grup, (birini) izleyenler,
aanmaken a biriyle alay etmek, birini aşagilamak, b) (overwinnen) birini
aanzeggen birini son kez uyarmak, in de slepen konmak, yakalamak, ele
acele ettirmek / 1 (birini iemand haasten, opjagen, 2 (bir şeyi
achter birinin arkasinda olmak, birini desteklemek, iets de houden bir
ACHTEREENVOLGEND araliksiz, birbirini izleyen,
açilmak, ayrilmak, 3 op iemand (kötü niyetle) birinin üzerine gitmek
acimak, zich over iemand birini himayesine almak
acitmak, iemand birini gücendirmek incitmek, kirmak,
açmak, postayi almak, posta kutusunu boşaltmak, 3 iemand de voet birinin
adamakilli, iemand afranselen birini iyice benzetmek
adamina göre davranmak, iemand de rug birinin sirtini okşamak, temiz bir
adiyla saniyla taninmak, sayilmak, iemand met en toenaam kennen birini çok
afdeling bölüm, servis, kisim, iemand in nemen birini işe
AFRAMMELING ( en) patak, tartak, iemand een geven birini
AFSTAMMEN gs, (stamde af, is afgestamd) 1 van iemand birinin
ağacin dalini vurup düşürmek, iemand het hoofd birinin kellesini
ağirlamak, iemand birini misafir etmek, 2 ikram etmek, iemand op iets
ağziyla yakalamak, iemand in zijn eigen woorden birini kendi sözleriyle
akitmak, boşaltmak, 3 iemand birinden kurtulmak, birini postalamak
aklına getirmek 1 /, n/ (birinin) iemand aan iets herinneren, 2 / -
al birini vur ötekine Het is een pot nat, zij zijn met hetzelfde sop
alçaltmak, aşağilamak, iemand (kötü davranip) birini incitmek, zich
aldi, iemand een verhoor (examen) birini sorguya (imtihana)
aldirmamak, birini sikiştirmak, birinin ensesine binmek, birine işten nefes
alip yere vurmak, birini acimasiz eleştirmek,
Allahin inayetiyle, bij iemand in de komen birinin gözüne girmek, 3 (v,
almak birini tokatlamak,
almak, iemand aan een onderzoek birinin üzerini aramak, iemand aan een
almak, iemand in een ziekenhuis birini hastaneye almak, hastaneye kabul
almak, birini görev dişi birakmak
almak, firçalayip temizlemek, tozunu almak, iemand a) birinin
almak, iemand op de s tikken birine sert çikmak, birini azarlamak, iemand
almamak, iemand iets voor ogen bir şeyi birinin gözleri önüne sermek, paal
als bir şeyi/birini ... olarak tasvir etmek,
als leider birini lider olarak görmek,
altinda olmak, 2 over iemand birini tedavi etmek, aan iets bir
anda/seferde, bir anda, birden, iemand pen geven birinin kulağinin tozunu
ANDERMANS bl za, başkasinin, başka birinin,
araklamak, iemands geld birinin parasini çalmak, een fiets bisiklet
aralarinda ilişki olmak, birbirini tutmak
aramak, (bezoeken) ziyaret etmek, iemand komen birini görmeye gelmek,
araştirmak, detaylara inmek, iyice araştirmak, iemands karakter birinin
arkalamak, rica, öneri) güçlendirmek, iemand birini desteklemek, birine
arkasi kesilmeden, iemand volgen birini sürekli izlemek
atar, bin akilli çikaramaz, iemand voor zetten birini gülünç duruma
atmak, iemand onder de houden birini baski altinda tutmak, en
atmak, kapi dişari etmek, iemand uit het land birini ülkeden atmak, sinir
atmak, önemsememek, ihmal etmek, iemand bij een ander birini
ayaklari altinda dolaşmak, birinin ayağina dolanmak/dolaşmak, langs de yol
ayni deliğe işerler, iemand de boven het hoofd houden birini korumak,
ayri, tek olarak, yalniz, özel, iemand roepen birini ayrica
ayricalik tanimak, iemand (boven een ander) birini (diğerine)
azaltmak, iemands pijn birinin acisini hafifletmek,
azarlamak, iemand birine iyi bir ders vermek, birini terslemek
bağişlamak, maruz görmek, iemand birini affetmek, zich özür dilemek,
bağrina basmak, kucaklamak, iemand de hand birinin elini sikmak, 2
bardaği dikmek, içip boşalimak, iemand van maken birini temizlemek,
basamak yapmak / (birini) iemand voor zijn karretje spannen, iemand
başanı yemek / n/ 1 (birinin) iemand problemen bezorgen, 2 (Ölümüne
basinç, een hoge boom yüksek bir ağaç, iemand hebben birini saymak, hoge
başkanliğa seçmek, iemand in het bestuur birini yönetime seçmek, wie is er
bayilmak, zijn op iemand birini çok beğenmek, door het te heen
begeleiden, (uzağa giden birini) iemand een goedr reıs wensen
behoort iemand met zijn verjaardag te feliciteren birinin doğum
beklemek, iemand birini beklemek, een kind bebek beklemek, hamile olmak,
beklentiye cevap vermek, aan iemands wens birinin arzusunu yerine
belangen birinin çikarini gözetmek,
belletmek, birini evire çevire dövmek, birini azarlamak, paylamak
beloften birini (vaatlerle) avutmak, kafa kola almak, 2 (van vissen)
beneden birini aşaği düşürmek
beneden iemand staan birinin seviyesinden çok aşağida olmak, wat men van
benimseyerek taklit etmek, iemand birinin izinde yürümek
beraberinde getirmek, iemand de dwars zetten birini kösteklemek, geen
BEROEPEN g, (beriep, h, beroepen) 1 zich op iemand birinin
beşer, kuldur şaşar, kusursuz iş olmaz, iemand over het tillen birini
BESTELEN g, (bestal, h, bestolen) soymak, iemand birini
BETICHTEN g, (betichtte, h, beticht) iemand van iets birini
bevordering birini terfi ettirmemek, birini terfide ihmal etmek, in het
bewaren, goed houden, houden, 8 /, - den/ (birini çatışmada iemand
BEWARING emanet, iemand iets in geven bir şeyi birinin
bewijzen birinin cenaze töreninde bulunmak, cenaze törenine
BEZIGHOUDEN g, (hield bezig, h, beziggehouden) iemand birini
bezoek birini ziyaretle onurlandirmak
biçaği iki tarafli keser, iemand het op de keel zetten birinin girtlağina
biçak dayamak, birinin boğazina sarilmak, girtlağina basmak, sik boğaz
BIJ I d, ( en) ari II ilg, 1 da, de, iemand werken birinin
bij iemand birini ziyaret etmek, orn het leven (kazada) hayatini
bij iemand birinin gözünden düşmek, in zijn gözden düşmüş olmak
bij iemand birinin kapisini vurmak, çalmak, yoklamak, II gs, 1
bij iemand de deur iki de bir birine uğramak, birinin eşiğini aşindirmak
bij iemand goed (slecht) aangeschreven staan birinin nazarinda iyi
bijten birinin sirtini yere getirmek, in het bijten sirti yere gelmek,
binnenstromen, (mevki, iş, van functie) bekleden, 4 (birini meşgul et-,
bir başkasiyla kariştirmak, birini birine benzetmek, 3 het tijdelijke met
bir şey olarak görmek, birini bir şey sanmak, birini bir şey yerine koymak,
bir şeye teşvik etmek, coşkulandirmak, birinin ilgisini uyandirmak, II gs,
bir şeyi bir şeyle değiştirmek, birini verip diğerini almak, değiş tokuş
bir şeyi birinin başina kakmak, het je van de zalm alasi, en iyisi, en
bir şeyi birinin yaptiğini söylemek
bir şeyi yüklemek, birinin başina bir şey sarmak II f, g, (schepte op, h,
birakmak, dat moet je onu unutmalisin, 3 (iemand iets ) birini
birakmak, iemand aan zichzelf birini kendi haline birakmak, işine
birakmak, iemand birini devre dişi birakmak
birakmak, yüzüstü birakmak, birini ortada birakmak, darda birakmak, iets in
birakmak, zij kozen iemand uit hun aralannda birini seçtiler,, II z, in
Birbirini Elkaar,Birbirini
birbirini izleyen achtereenvolgens, successief, consecutief, opvolgend
birbirini tutmaz inconsequent, tegenstrijdig
birbirini yemek altijd ruzie met elkaar hebben, met elkaar overhoop liggen,
birine akıl vb. vermek) iemand wereldwijs maken, 3 / n/ (birinin
birine bir şeyi ödettirmek, bir şeyi birinin yanina birakmamak,
birine oyun etmek, birini aldatmak
birini alip
birini dan/den haberdar etmek, birine haber/bilgi vermek, bij iemand
Birini Kayirmak
birini körü
Birini Sevmek
Birini Zorlamak
birini - ) bewieroken, loven, prijzen
Birini Aday Gostermek
Birini Aday Gostermek Voordragen ,Birini Aday Gostermek
birini ağirlamak, birine ziyafet vermek
birini aldatmak, kandirmak,
birini aptal yerine koymak
birini araba ile götürmek/ taşimak, kun je mij naar station beni istasyona
birini azarlamak, een krijgen papara yemek, azar işitmek
birini azarlamak, iyice paylamak, ağzinin payini vermek
birini başindan atmak, uzaklaştirmak, 8 de thermometer
birini biçakla tehdit etmek, II gs, tehdit etmek, olacak olmak, eli
birini bir işle görevlendirmek, birine görev vermek, dat is mijn o benim
birini bir şeyden muaf tutmak
birini bir şeye karşi uyarmak, voor (een) gevaar tehlikeye karşi uyarmak,
birini bir şeyele sözünde durmaya zorlamak,
birini bir şeyi savunmak, 5 tegen iets (iemand) bir şeye (birine) karşi
birini bir şeyi) anmak
birini bir şeyi) gözü tutmamak,
birini biri adina karşilamak, b) (helpen) birine sorunlarinda yardim etmek
birini çağirtmak, ayağina getirtmek, in het leven hayata geçirmek, meydana
birini çok gücendirmek, birini kirmak, 2 (benadelen) zarar vermek,
birini çok sicak karşilamak
birini diş görünüşüne göre degerlendirmek,
birini dişari atmak, (met geweld) birini yaka paça kapi dişari etmek
birini ekmeğinden etmek, birine işini kaybettirmek,
birini eleştirerek gülünç duruma düşürmek, 3 fig/mec zerre, zerrecik, ufacik
birini en zayif yerinden vurmak, op eigen benen staan kendi ayaklari
birini enayi yerine koymak, birini makaraya almak, birini kandirmak, de
birini gayrete getirmek, de leerlingen ögrencileri
birini göklere çikarmak
birini görevinden almak, birine görevden el çektirmek
birini göz süzmek
birini haşlamak, de tegenpartij karşi tarafi yenmek
birini hedef almak, dat doelt op mij beni hedeflemekte
birini hiçe saymak, gözü görmemek
Birini Iflasa Zorlamak
Birini Iflasa Zorlamak kling,Birini Iflasa Zorlamak
birini ıslatmak iemand in elkaar slaan, iemand in elkaar timmeren
birini işten atmak, dat past precies in zijn je tam onun istediği gibi,
birini kafaya almak, birini kafa kola almak
birini kapidan sepetlemek
birini karalamak iemand zwart maken, iemand zwart afschilderen
birini karalamak, birine çamur atmak,
birini karşi yakaya geçirmek III f, g, (overvoer, h, overvaren) scheep/den
Birini Kayirmak Voortrekken ,Birini Kayirmak
birini kederlendirmek, II gs, 1 oy vermek, oy atmak, op iemand birine oy
Birini Kilicdan Gecirmek
Birini Kilicdan Gecirmek kling,Birini Kilicdan Gecirmek
birini körkütük sarhoş etmek, de kaarten op leggen kartlarini masaya
birini lafa tutmak, 2 laf, söz, dil, vuile kötü laf, müstehcen konuşma
birini mahkemeye vermek, birinden bir talepte bulunmak, 5 iemand
birini mutsuz etmek, 2 (niet voorspoedig) şanssiz, talihsiz, uğursuz,
birini ödemeye zorlamak,
birini öldürmek, iemand van zijn vrijheid birine özgürlüğünü
birini öldürmek, oorlog soğuk savaş
birini ölümle tehdit etmek, birinin hayatina kastetmek, zijn op het spel
birini onurlandirmak, birine saygi sunmak, 2 een mening bir fikre taraftar
birini örnek almak, bij örneğin, örnek olarak, mesela
birini postalamak, sepetlemek
birini sabirsizlikla beklemek, gedeelde is halve aci paylaşilarak azalir
Birini Saf Biri Olarak Gormek
Birini Saf Biri Olarak Gormek Verslijten (versleet versleten) ,Birini Saf Biri Olarak Gormek
birini serbest birakmak, zijn hond köpeği serbest birakmak, köpeği başi
Birini Sevmek toegedaan (iemand~zijn ),Birini Sevmek
birini sevmek, een meisje bir kizi sevmek,
birini soyup soğana çevirmek, een uitpersen limon sikmak
birini temizlemek iemand uit de weg ruimen, iemand van kant maken,
birini tokatlamak, 2 (eentonig geluid) yeknesak ses, can sikici ses,
birini yakindan tanimak, iets van bekijken bir şeyi yakindan incelemek, II
birini yatağinda tutuklamak, 5 mil/ask askere almak, askere çağirmak
birini yerin dibine sokmak de vloer met iemand aanvegen
birini yolundan alikoymak, 2 (arresteren) tutuklamak, tutmak,
birini zor bir seçenekle karşi karşiya birakmak,
birini zor duruma sok veroordelen, afkeuren
Birini Zorlamak kling,Birini Zorlamak
birini zorlamak, diretmek, sikiştirmak, israr etmek, dring niet
birini/birşeyi timaği kadar sevmemek
birinin adina
birinin een kogel door iemands hoofd schieten
birinin - ) een smet op iemands naam werpen, iemands goede naam aantasten,
birinin - ) iemand gelukwensen met zijn/haar verjaardag, iemand
birinin - ) iemand vervangen, inspringen.
birinin adini koymak, çocuğu birinin adina göre adlandirmak
birinin ağzini burnunu dağitmak, birini iyice islatmak/dövmek
birinin aklini başina devşirtmek, aklini başina getirmek, niet voor
birinin başina dünyayi dar etmek, zure melk ekşi süt, II h, 1 scheik/kim
birinin burnunu sürtmek
birinin bütün yaşami II h, d, (s) tech/tek kol, sap, tutamaç,
birinin çenesini kapatmak, sesini kesmek, birinin çanina ot tikamak, atmiş
birinin dersini vermek, laat hem in zijn eigen gaar koken (smoren) birak
birinin diğerinden kalir yani yok
birinin elini öpmek II h, (s) 1 yastik, bedde yatak yastiği, 2 (stoel)
birinin girtlağina biçak dayamak, iemand bij de grijpen birini
birinin gözünü açmak, birine gerçeği kavratmak, grote ogen opzetten
birinin gözünü boyamak, gerçeği göstermemek, iets met de ogen verslinden
birinin gücünü kirmak,
birinin hakki olduğunu belirlemek, bir şeyi birinin hakki olarak göstermek,
birinin hareketlerini kisitlamak, birini kontrol altina almak, 8
birinin hayatini zehir etmek
Birinin Her Isdegini Yapmak
Birinin Her Isdegini Yapmak pijpen,Birinin Her Isdegini Yapmak
birinin işini bozmak, yoluna taş koymak, iemand in de lopen birinin
birinin izinde/yolunda gitmek
birinin kafasını pat aan iemands hoofd zeuren, iemand lastig vallen,
birinin kafasini/boynunu vurmak
birinin kazasi diğerine derstir, daar komt een met zure appelen kötü hava
birinin kurtuluşu için dua etmek, ziek zijn met van loon maaşi
birinin nabzina göre şerbet vermek, praat me daar niet over bana ondan
birinin niyetini anlamak
birinin ölçüsünü almak, 3 muz/müz ölçü, bar, op de uygun tempoda, 4
birinin planlarini altüst etmek, 2 (boosmaken) kizdirmak, zie/bk verstoord
birinin safliğini kötüye kullanmak
birinin sesini taklit etmek
birinin sözüne güvenmek, II z, 1 (naar de hoogte) yukariya, 2 (verbruikt)
birinin tarafini tutmak, de van de tafel masanin kenari, is de kamer aan
birinin tutumunu kinamak
birinin üzerine yürümek, op iemands woorden birinin sözlerine
birinin üzüntüsüne ortak olmak
birinin yararina konuşmak, biri için iyi laf etmek
birinin yaşini tahmin etmek, 2 (beschouwen als) görmek, değerlendirmek,
birinin yolunu kesmek, 4 een weg kestirme yolu tutmak
birinin zayif yanina dokunmak, 2 (neiging) zaaf, düşkünlük, een voor iets
BLAMEREN g, (blameerde, h, geblameerd) 1 iemand birini
BLOED kan, iemand het onder de nagels vandaan halen birini
blussen, mec./fig. (birini bir şeyden iemand zijn interesse
BOEKJE (s) kitapçik, broşür, een over iemand opendoen birinin
boğazlamak, işini bitirmek, birini öldürmek, over zijn gaan (van iets) a)
boğmak, zaman tanimamak, iemand birini sikiştirmak, birini aceleye boğmak,
bomba patladi, van spijt çok pişman olmak, iemand laten birini
bombardiman etmek, 2 fig/mec iemand met vragen birini soru
bommen op een dorp köyü bombalamak, iemand met stenen birini taş
BOVENOP z, 1 üstünde, 2 fig/mec iemand er weer helpen a) birini
bozulmak, sinirleri zayif olmak, op zijn en werken birinin sinirine
breken birinin yaninda affedilecek kadar iyi notu olmak, davranişlari hoş
brengen birini
brengen birini çamura bulamak
brengen birini şaşirtmak, birinin zihnini allak bullak etmek, in de sturen
bulmak, uygun bulmak, iemands gedrag niet birinin davranişini
büsbütün, iemand en kennen birini çok iyi tanimak, ermee
çağirmak, iemand birini çağirmak, birine seslenmek, moord en brand
çakir göz, hemel gökmavisi, iemand een oog slaan birinin gözünü
çalişmak, naar iemand birine bakmak, birini aramak, 2 op (y)a/e bakmak,
çalmak, iemands hart birinin kalbini çalmak
canına kıymak 1 / n/ (birinin iemand vermoorden, 2 (intihar et
canını kurtarmak 1 / n/ (birinin) iemands leven redden, 2 (kendi
canlandirmak, canlandirmak, sembolize etmek, iemand/iets birini/bir şeyi
çapraz koymak, makaslamak, 2 (elkaar snijden) birbirini kesmek, kesişmek,
CAPTIVEREN g, (captiveerde, h, gecaptiveerd) (birinin)
çare bulunmaz/yoktur, iemand voor laten liggen birini ölüme terk
çekilmek, iemand uit de ruimen birini temizlemek, öldürmek, ortadan
çekmek, iemand birini asmak, zich kendini asmak, kendini asip intihar
cel su döşemi II h, (vocht) yaş, islaklik, het is een pot al birini vur
cesaretlendirmek, iemand tot iets birini bir şeye şevklendirmek,
çevirmek, iemand de nek birini boğazlamak, öldürmek, als je vader dat
cezasmi yerine getirmek, iemand birinin ölüm cezasini yerine getirmek
çikarmak, iemand birini sikiştirip telaşa boğmak, birini ivdirip
çikarmak, scheep/den donanimi çikarmak, 3 iemand birini
çikarmak, atmak, iemand van de ledenlijst birini üyeler
çikarmak, birini benzetmek, evire çevire dövmek
çikarmak, birini üstün görmek
çikarmak, iskartaya çikarmak, iemand mil/ask birini sakata
çildirtmak, birini çildirtacak kadar korkutmak
çimleri biçmek, iemand het gras voor de voeten a) birinin lafini ağzinda
CITROEN ( en) limon, iemand uitknijpen als een birini
çocuğu ölümden kurtarmak, ölümden döndürmek, iemand het leven birinin
compensatie dienen karşilamak, iemand zijn veruren birinin fazla
CONSECUTIEF z, peş peşe gelen, birbirini takip eden
consul birini elçi olarak göndermek, 2 (door radio) yayimlamak, een
da bilinen bir şeyi tekrarlamak, iemand de uitzetten birini kapi
dağitma, iemand bezorgen birinin dikkatini dağitmak, ik heb echt
dağitmak, iemand van zijn werk birinin işinden dikkatini dağitmak,
damgalamak, fig/mec lekelemek, iernand als birini ...olarak
dansen birinin suyundan gitmek, de aan Maarten geven a) nallari dikmek,
dat is om oud ijzer ayva kasap hep bir hesap, al birini vur ötekine,
de helpen birine gerçeği kavratmak, birinin gözünü açmak, birine
de s kennen püf noktalarini bilmek, een met iemand nemen aldatmak, birini
de slaan kendini övmek, iemand het pistool op de zetten birinin
de van de weg yol kenarinda, aan iemands staan birinin tarafinda olmak,
de wijzen birine kapiyi göstermek, birini kapi dişari etmek,
de arm birini kollarina almak, iets op zich bir şeyi taahhüt etmek, bir
de gang is), 2 (birini zorla iemand dwingen (om iets te doen), 3
de mantel birini paylamak, birine çikişmak, birini pataklamak
de problemen naar zich toetrekken, 2 (birinin) / n/ iemand moeilijkheden
de problemen naar zich toetrekken, b) (birinin) / n/ iemand in
de schenen leggen a) birini ikrara zorlamak, b) fig/mec birini köşeye
de vingers birini cezalandirmak, paylamak, azarlamak, 4 (typen) daktilo
değeri olmamak, masrafa değmemek, iemand van tot gort kennen birini çok
değiştirmek, (verteren) harcamak, eritmek, 4 iemand birini uslandirmak,
desteklemek, müdafaa etmek, arkalamak, iemands belangen birinin
dichtbij/naderbij brengen, 3 (birini bir şeye inandır iemand
dienst birini askerliğe uygun bulmak
dikkatli davranmak, birini/bir şeyi korumak, hij moet worden ona nazik
direkteur bevorderen birini müdürlüğe terfi ettirmek, II bağ, ... kadar,
dişan çikarmak iemand birine kapiyi göstermek, birini kapiya kadar
dişari adim atmamak, iemand op zijn plaats birinin burnunu sürtmek,
dişkulak, iemand iets in het fluisteren birinin kulağina bir şey
diye tanıtmak 1 (kendini zich voordoen als, 2 (birini iemand
diz üstünde yazmak, op iemands zitten birinin dizinde oturmak, 2 (v,
doen geloven birini bir şeye inandirmak, door schade en schande wordt men
doen, (birini zorlamak) iemand dwingen om iets te doen, 3
doğum günüm bu yil cuma gününe denk geliyor, op iemand/iets birini/bir
dokunmak, birini sinir etmek
dokunmak, ellemek, 2 iemand birini parmakla muayne etmek, 3 geld para
dokunmamak, birine zarar vermemek, iemand tegen de haren in strijken birinin
dolaşmak, iemand birini arabayla gezdirmek
dolaştirmak, het garen ipi dolaştirmak, iemands hoofd birinin kafasini
dood birinin matemini tutmak,
DOOD I d, ölüm, iemand ter veroordelen birini ölüme mahkum
doodschieten, (birini mahvet tenietdoen, ruineren, te gronde
doodskist birinin başbelasi, sikinti kaynaği, op zijn s bijten
DOODSSCHRIK ölümcül korku, iemand de op het lijf jagen birini
DOOPCEEL (...celen) iemands lichten birinin kötü yanlarini
draaien birini aldatmak, het vijfde aan de wagen istenmeyen kimse veya
dragcn elkaar geen goed hart toe aralarinda bir sevgi yok, biribirini
DROPPEN g, (dropte, h, gedropt) 1 iemand ( iets) birini (bir
dünyalar birinin olmak de prins/de koning te rijk zijn, in de zevende hemel
dürtmek, kakmak, elkaar met de elleboog dirsekleşmek, birbirini dirsekle
duruma düşmek, iemand in brengen birini zor durumda birakmak
duruma getirmek, (verslaan) birini tamamen mağlup etmek, je kunt er van de
düşündürmek, aan iemand birini düşünmek, hij denkt altijd in geld
düşürmek, derecesini indirmek, iemand birinin rütbesini düşürmek,
düşürmek, iemands geduld (kracht) birinin sabrini (gücünü) tüketmek
e/ birini birine zich in iemand vergissen, iemand met iemand anders
een plaatsen birini kiskaca almak
een gevoelige raken bam teline dokunmak, birinin hassas damarina basmak,
een verplichting birini bir yükümden kurtarrnak, iemand uit zijn ambt
ekmeğini elinden almak, birini işinden etmek,
elbise dolabi, iemand op de jagen birini kizdirmak, birini çileden
elbisesini çıkarmak 1 (soyunmak) zich uitkleden, 2 / n/ (birini soymak)
ele vermekten korkmak, iemand op de geven birini hirpalamak, haşlamak,
Elkaar Birbiri,birbirini,Elkaar
ELKAAR za l birbiri, birbirini, birbirlerine, zij helpen
en perk sinirlamak, sinirlanni belirlemek, iemand tevreden birini
ERIN z, için(d)e, içerisin(d)e, iemand laten lopen birini
ertussen birini enayi yerine koymak, aldatmak, de moeite zahmet etmek,
eskitti, de tijd zamani harcamak, geçirmek, 3 iemand voor iets birini
eşlik etmek, iemand de trap birini merdivenden indirmek, II gs,
etkilemek, (overhalen) iemand tot iets birini bir şeye teşvik
etkisiz hale getirmek, b) birini öldürmek,
etmek iemand met zijn verjaardag birinin doğum gününü kutlamak
etmek, iemand tot voetballer van het jaar birini yilin futbolcusu ilan
etmek, birini oyalamak, zich met ile meşgul olmak,
etmek, iemand (iets) birini (bir şeyi) temsil etmek, 2 (betekenen)
etmek, iemand als lid birini üyeliğe kabul etmek, een vorstel
etmek, iemands klachten birinin şikayetlerini kabul etmek,
etmek, II g, (nieuwsgierig) meraklandirmak, iemand birini meraklandirmak,
etmek, kamçilamak, kişkirtmak, körüklemek, iemand tot iets birini bir şeye
etmek, saygi göstermek, iemands besluit birinin kararina saygi
etmek, vermek, tevdi etmek, 2 iemand aan de politie birini polise teslim
etmemiş gibi davranmak, iemand iets door de boren birinin bir şeyini
etrafinda toplanmak, 2 zich achter iemand birinin yaninda yer almak,
ettirmek, iemand een geheim birine sirrini söyletmek, birinin sirrini
EVENKNIE ( en) denk, denkteş, iemands zijn birinin dengi
examen birini sinava tabi tutmak, sinavdan geçirmek, 3 zich aan zijn lot
examen birini sinava hazirlamak, sinava yetiştirmek,
eyleminden sorumlu görmek, birinin eyleminden mesul olduğunu açiklamak
FAIT ACCOMPLI h, oldubitti, emri vaki, iemand voor een zetten birini
fali, iemands opmaken (trekken) birinin falina bakmak
FALIE (s) kapşon, kukuleta, iemand op zijn geven birini paylamak,
familie birini ailesine taniştirmak, zich kendini tanitmak, takdim
farketmek, dokunmak, iemand in zijn eer birinin şerefine dokunmak, II
feest birini eğlenceye çağirmak,
ferahlık verici 1 verfrissend, luchtig, niet benauwend, 2 (birini
fig/mec op iemand maken birini didik didik aramak, II h, ( en) (schip)
fig/mec birinin hareketlerini sinirlamak, fig/mec bağlamak, die
fig/mec dwingen tot) şantaj yapmak, iemand iets birini bir şeye
fig/mec iemand de ogen birinin gözlerini açmak, een rekening hesap
fig/mec iemand iets laten birini bir şeyin dişinda birakmak, iets
fig/mec iemands bevoegdheden birinin yetkisini sinirlamak,
fig/mec teşvik etmek, kamçilamak, dürtmek, iemands moed birini
fikrini değiştirmek, iemand konuşarak birinin fikrini değiştirmek
firçalamak, b fig/mec birinin kulağinin tozunu almak,
firlatmak, iemand de deur uit birini kapi dişari etmek
firlayip açilmak, 2 op iemand birinin üzerine atilmak
fisil söylemek, iemand iets birinin kulağina bir şey fisildamak
forceren, /, (birini köşeye iemand in het hoek
FOUILLEREN g, (fouilleerde, h, gefouilleerd) (birinin) üstünü başini
GADING beğeni, zevk, istek, tat van iemand zijn birinin tam aradigi
gammazlamak, ele vermek, iemand birini gammazlamak, birini ele vermek,
gang i 2 (birini zorla iemand dwingen (om iets te doen), 3
GAREEL (garelen) hamut, koşum takimi, iemand in het houden birini
gebruiken edebiyat yapmak, een goed je voor iemand doen birinin yararina
geçirmek, birini el sallayarak göndermek
geçirmek, fig/mec iemands hart birinin kalbini fethetmek
geçirmek, istek uyandirmak, uyarmak, iemands ijver birini
geçirmek, karşiya geçirmek, iemand birini karşiya geçirmek
geçmesine müsade edilmemek, iemand van de weg birini yanliş yola
gedicht şiir okumak, muz/müz çalmak, sunmak, icra etmek, 2 iemand birini
gedrag birinin davranişini yermek
geld faize yatirmak, faize koymak, vadeli hesaba koymak, 3 iemand birini
gelmek, iemand proberen te birinin hoşuna gitmeye çalişmak, II h,
GEMUNT het op iemand hebben birini hedef almak, birini gözü önüne almak,
getirmek, birini komt altijd op zijn poten terecht kedi her zaman dört
getirmek, coşturmak, harekete geçirmek, iemand moed birini yüreklendirmek,
getirmek, iemand als burgemeester birini belediye başkani olarak göreve
getirmek, yüzleştirmek, yüz yüze getirmek, 2 iemand met ... birini
geven birini
geven birine bir şeyi) layik görmek, (birinin bir şeyini) kiskanmamak,
geven birinin kulağinin tozunu almak, birine şamar indirmek,
GEVOLGAANDUIDEND taalk/dilb birbirini takip eden
gezag birinin yetkisini sinirlamak
gezicht bir şeyi birinin yüzünden okumak, gözlerinden anlamak
girmek, iemand laten a) birini düşürmek, b) birini yüz üstü birakmak, met
girtlaklainak, birinin girtlağina sarilmak, het komt me de uit girtlağima
goederen kaçak mallar, maken siyahlaştirmak, iemand maken birini
görevlendirmek, adina sunmak, aan iemand een boek birinin adina bir
görmek, iemand (iets) leren a) birini (bir şeyi) tanimak, birini (bir
görüşünü değiştirmek, iemand birinin aklini çelmek
göstermek,iemand in zn kruipen/likken birinin kiçini yalarnak, birine
gözaltina almak, hapse atmak, 4 (door redeneren) fig/mec iemand birini
gözü olmak, birini gözü tutmak, een in het zeil houden birini/bir şeyi
gözü önünde birini öpmek,
gözünde olmak, birinin yaninda iyi puani olmak,
gözünü boyamak, birini aldatmak, birini kandirmak, iemand in het doen
gözünün önünde (birinin) voor (onder) iemands neus
GRAMSTORIG z, öfkeli, hişimli, iemand maken birini kizdirmak
grond yere tükürmek, iemand in het gezicht birinin yüzüne tükürmek, 2
gücendirmek, kirmak, iemand diep birini çok üzmek, çok kirmak
gülünç duruma düşürmek, birini rezil etmek, 2 (inzicht) görüş, bakiş,
guruldamak, II g, iemand door elkaar birini iyice hirpalamak, sarsmak,
güven temelinde, iemand in nemen birini sirdaş etmek, birine güvenerek sir
haber vermek, iemand van iets birini bir şeyden haberdar etmek
haddini bildirmek, kiçinin üstüne oturtmak, iemand op straat birini sokağa
hakkindan gelmek, iemand over de leggen birini dövmek, op zijn schrijven
halletmek, bir yolunu bulmak, iemand iets op de spelden birini bir şeye
HARNAS ( sen) zirh, panzer, iemand tegen zich in het jagen birini
hart birinin gönlünü kirmak, 2 (verzwakken) zayiflatmak, gücünü
hart gözden irak olan gönülden de irak olur, iemand de ogen uitsteken birini
hastaliktan kurtarmak, b) birinin işini destekleyip canlandirmak, er
hatasini yüzüne vurmak, birini hatasindan dolayi paylamak
haykirmak, om iemand birini çağirmak, II g, çağirmak, een dokter doktor
hazir bulunmak, iemand laten birini çağirtmak/getirtmek, birini hazir
hebben a birini cebinden çikarmak, b) (door en door kennen) birini çok iyi
hebben birini (bir şeyi) hedeflemek, birine/bir şeye garazi olmak, hij heeft
hebben birini göz önünde bulundurmak, iets in de en krijgen bir şeyin
hebben üşümek, iemand maken birinin defterini dürmek, birini temizlemek,
hebben zie/bkz baard, iemand (een dier) de afsnijden birinin (bir
HEKEL I d, (s) kenevir taraği, iemand over de halen birini ağir bir
helpen/brengen defterini dürmek, birini temizlemek, birinin işini bitirmek,
HEMELHOOG çok, aşiri, çok fazla, iemand prijzen birini çok övmek,
het is) of delen birini seçeceksin, ya onu ya bunu seçmek zorundasin, ya
het van de deur wijzen birini kovmak, kapi dişari etmek, birine kapiyi
het mes birini biçaklamak,
het oor birinin kulağina bir şey fisildamak II gs, fisildaşmak, fisil
het twijfelen birini kuşkulandirmak, kuşkuya düşürmek, iemand iets
heterdaad birini suçüsiü yakalamak, iemand op een leugen birinin
hiddetlendirmek, birini kendine kizdirmak, in het sterven iş başinda ölmek
HIEL ( en) topuk, ökçe, iemands en likken birinin elini eteğini öpmek,
HOEDE 1 (bescherming) koruma, iemand/iets onder zijn nemen birini/bir
HOEK ( en) 1 köşe, bucak, cibik, iemand in een drijven birini köşeye
honderd sturen, 6 (birini bir şeye meeslepen, meebrengen, iemand ergens
HONING bal, iemand om de mond smeren fig/mec birinin ağzina bir
HOOFS z, nezaketli, terbiyeli, zarif, nazik, iemand groeten birini
hoşlanmamak- den/ 1 (yiyecek) niet lusten, 2 (birini) niet mogen, niet
houden birini deli yerine koymak, birini enayi yerine koymak
houden birini/bir şeyi gözden ayirmamak, çok dikkat etmek, birine/bir şeye
hükümeti bir şeye sikiştirmak, bij iemand op betaling birini
HULDE iemand brengen (bewijzen) birine saygi göstermek, birini
HULDIGEN g, (huldigde, h, gehuldigd) 1 iemand birini şereflendirmek,
iemand birini şaşirtmak, kafasini kariştirmak
iemand om een schuld birini borcu ödemeye zorlamak, 4 iemand in
iemands haren birinin saçlarini tamamen kesmek,
iets birini (bir şeyi) savunmak, birine (bir şeye) sahip çikmak, birini
iets op de nemen birine (bir şeye) nişan almak, birini hedeflemek,
Kling birini kilicdan gecirmek,birini zorlamak,birini iflasa zorlamak, ,,Kling
krachtig güçlü, kuvvetli, siki, sikica, iemand omarmen birini sikica
Lans Mizrak,Birini Mudafaa Etme,Lans
Luren Birini Isletmek,Luren
moeten laten (birinin namina) zarar görmek II h, (veren) feribot,
Pijpen penis emmek,penis sogurmak,saksafon calmak,birinin her isdegini yapmak,,Pijpen
polis alikoymak, 5 iemand birini cezbetmek, II gs, ( , is ) 1
stellen bir şeyi birinin gözleri önüne sermek, zijn ogen zijn groter dan
tegen iemand birinin lehinde (aleyhinde) konuşmak, dat pleit voor je
Toegedaan (Iemand~Zijn ) birinden hoslanmak,birini sevmek ,Toegedaan (Iemand~Zijn )
toparlayip almak, iemand (als gast) birini misafir etmek, konuk
typen daktilo yazmak, II g, 1 iemand op de schouder birinin omzuna
uithoren birinin ağzindan laf almak, birini konuşturmak, het nemen söz
verdedigen iemand birini müdafaa etmek, birini savunmak, birinin
Verslijten (Versleet Versleten) yipratmak,eskitmek ,birini saf biri olarak gormek,Verslijten (Versleet Versleten)
Voordragen okumak,sunmak , birini aday gostermek,Voordragen
Voortrekken birini kayirmak,Voortrekken
weg yol, iemand de afsnijden birinin yolunu kapatmak, yolunu kesmek, 3
zaman vermek, 6 iemand in de hoogte birini yağlamak, övmek, een ring aan
zijn pen bijten dudağini isirmak, aan iemands pen hangen birinin ağzina
zitten te birinde devamli kusur bulmak, birinin her yaptiğini eleştirmek

Ana Sayfaya Dön