Turks > Nederlands <> Nederlands > Turks Woordenboek |


Turks > Nederlands <> Nederlands > Turks Woordenboek.
Türkçe > Felemenkçe <> Felemenkçe > Türkçe Sözlük.
Türkçe > Hollandaca <> Hollandaca > Türkçe Sözlük.
77238 Kelime - Woord.


'çalma' Kelimesinin Anlamları:

AANHEFFEN g, (hief aan, h, aangeheven) (söylemeye, çalmaya)
acı patlıcanı kırağı çalmaz Onkruid vergaat niet.
açikyürekli davranmak, piano piyano çalmak, 2 (zich voordoen als) rolünü
ağzına bir parmak bal çalmak / n/ iemand de mond snoeren, iemand
ağzına bir parmak bal çalmak / n/ iemand de mond snoeren, iemand
aklını çalmak / n/ 1 (büyülemek) fascineren, charmeren, 2 (inandırmak)
ALARM 1 alarm, geven/slaan alarm vermek/çalmak, 2 telaş,
alçalma (deniz) eb d. laagwater 2 (düşüş) neerdaling d. 3 (adileşme)
alçalma, meddücezir, als het verloopt, verzet men de bakens insan her
alçalmak neerdalen, omlaag gaan, zakken, lager worden, 2 mec/fig zich
alçalmak zich verlagen voor een doel, 3 (düşmek, van prijs) dalen,
alçalmak, yüz suyu dökmek
altijd op hetzelfde aambeeld hep ayni davulu çalmak
araklamak, iemands geld birinin parasini çalmak, een fiets bisiklet
aşırmak / (çalmak) jatten, stelen, gappen, dieven, pikken,
atmak, (v, klok) çalmak, vurmak, 3 (v, golven) çarpmak, vurmak, de golven
aynı davulu çalmak altijd op hetzelfde aanbeeld slaan
babbelen gevezelik etmek, çan çan etmek, çene çalmak, kaynatmak
babbelen veriştirmek, çene çalmak, gevezelik etmek, iki lakirdi etmek, 4
bal honing d. ağzrna bir parmak bal çalmak / n/ iemand de mond snoeren,
BELLEN I f, gs, (belde, h, gebeld) 1 zil çalmak, II g, zille
BESPELEN g, (bespeelde, h, bespeeld) 1 çalmak, ik bespeel de
bij iemand birinin kapisini vurmak, çalmak, yoklamak, II gs, 1
BONKEN gs, (bonkte, h, gebonkt) şiddetlice vurmak, çalmak, op de
borusunu çalmak borusunu ötürmek / n/ de loftrompet over iemand steken,
bozuk çalmak mokken, bokken, (door ergernis) ergens boos om zijn, op iemand
çalgı çalmak muziek maken, een muziekinstrument bespelen
çalma (çalınmış) gestolen, 2 (hırsızlık) diefstal d.
çalmadan oynamak springen van vreugde, opgewonden zijn, zeer blij zijn,
çalmak - ar 1 / (hırsızlamak) stelen, dieven, ontvreemden, wegnemen,
çalmak, (eerst spelen) önce oynamak, ilk oynamak, 3 (tot voorbeeld spelen)
çalmak, korna
çalmak, iemand een belofte birinden söz almak,
çalmak, iemands hart birinin kalbini çalmak
çalmak, reklam yapmak, met stille vertrekken sessizce terk etmek,
çalmak, ses vermek
çalmak, yürütmek, zimmetine geçirmek
çalrnak, düdük çalmak
çan çalmak de klok luiden, het aan de grote klok hangen, van de daken
çene çalma klets d. gereutel gedaas kout d.
çene çalmak kletsen, kakelen, kleppen, kwebbelen, kwetteren, zwammen,
çene çalmak, gevezelik etmek
çene çalmak, gevezelik etmek, komen çene çalmaya gelmek, 3 (v, klok)
çene çalmak, iki laf etmek
çene çalmak, over iets bir şey hakkinda konuşmak, dan/den bahsetmek,
cevap alamadim, op het spelen kulaktan dolma çalmak
çingirdamak, II g, de grote klok fig/mec çan çalmak
cizirdatmak, (zaniken) dir dir etmek, hep ayni davulu çalmak,
davul çalmak 1 trommelen, roffelen, 2 mec./fıg. (yaymak) iets aan de grote
davul çalmak, 6 (op de schouder) omuza atmak, dolamak, II gs, 1 (v, hart)
değerini düşürmek / n/ 1 (para) devalueren, 2 (alçalmak) zich verlagen
devamlı çene çalmak doorbabbelen, doorkletsen
dibe gitmek, gömülmek, in de modder çamura gömülmek, 2 (dalen) alçalmak,
dibine dalmak, alçalmak, 2 dan/den aşaği doğru inmek, van de berg
DIEFSTAL ( len) hirsizlik, aşirma, çalma, argo yürütme
DISCJOCKEY (s) afk/kis d,j, diskjokey, plak çalma sorumlusu,
DOODTIJ ( en) aardr/coğr (alçalmanin en az olduğu) gelgit
doofzijn vurdumduymaz olmak, van zeggen kulağina gelmek/çalmak,
EB cezir, inme, suyun alçalmasi, en vloed gelgit,
ekşiye çalmak zuur smaken
el değiştirmek, başkasina geçmek, 3 (v, bel, telefoon) çalmak, de bel gaat
esirgememek, açik konuşmak, van het spelen notadan çalmak,
etekleri zil çalmak / n/ erg blij zijn, een gat in de lucht springen, in
etmek, devamli çene çalmak, çene çalip durmak
etmek, laf etmek, gevezelik etmek, çene çalmak, 2 (kwebbelen) dedikodu
ezbere çalmak / uit het hoofd spelen
felekten bir gece çalmak een gezellige/leuke dag/avond hebben
felekten bir gün çalmak een gezellige/leuke dag/avond hebben
FLUITEN gs, (floot, h, gef1oten) 1 (v, mensen) islik çalmak, 2 (v,
galebe çalmak verslaan, winnen, overwinnen, overmeesteren
GAPPEN g, (gapte, h, gegapt) (plat/argo) yürütmek, çalmak, aşirmak
GEBEIER çan sesi, çan çalmasi, çingirti
GEDAAS saçma gevezelik, çene çalma
gedicht şiir okumak, muz/müz çalmak, sunmak, icra etmek, 2 iemand birini
geveleye yemek, 2 fig/mec söyleyip durmak, ayni davulu çalmak
gevezelik etmek, çene yariştirmak, çene çalmak, çan çan etmek
girmek, beraber çalmaya başlamak, 4 (mager worden) zayiflamak, zayif düşmek,
GITAARSPEL gitar çalma
gönlünü çalmak / n/ iemands hart stelen/veroveren
götü trampet çalmak / n/ k./vulg. opgetogen zijn, een gat in de lucht
HARPSPEL harp çalma
her biri başka hava çalmak (in een groep) eigen mening hebben, het helemaal
her havadan çalmak van alle markten thuis zijn
het fluitspelen verleerd flüt çalmayi unuttum, 2 zie/bkz, afleren
mooi/vlot spreken, (güzel dans et mooi dansen, (çalmak, v. instrument)
plat/argo zimmetine geçirrnek, çalmak,
stelen aşirmak, yürütmek, çalmak, 3 (vlekken) çikarmak, dit neemt niet weg
toehoorders dinleyiciler, 5 ten gehore brengen muz/müz çalmak, icra
vertrekken gitmek, hareket etmek, 3 (v, telefoon,bel) çalmak, de telefoon
ya/e çalmak, (y)i andirmak

Ana Sayfaya Dön